Kusurlardaki Güzelliği Fark eden Bir Japon Felsefesi: Wabi Sabi
2020’nin Kasım ayında uzun zamandır merakla beklediğim sergilerden birine gittim. Koridorların arasında birbiri ardına sıralanan eserleri inceleyerek sergiyi dolaştım, birçok fotoğraf çektim ve binadan çıkış yapacağım sırada alt katlarda minik bir sergi alanına daha rastladım, katalogda gözümden kaçmış olan bir tanesine. Vaktim vardı, eserleri inceleyebilmek için merakla attım adımlarımı. Renk paleti tablolar, gazete parçalarına sarılı anılar, ünlü şairlerin şiirlerden yapılan alıntıların bir görsel şölene çevrildiği ufak bir alandı ve bir köşede, kimsenin dikkatini çekmeyen bir alanda ahşap üstüne serili birkaç tabak duruyordu. Ahşap bloklar üstüne ikiye ayrılmış kırık tabak parçalarının bir araya getirilmesiyle oluşmuş ve üstüne parşömen parçaları eklenmiş bir eserdi bu. Etkilenmiştim ve dahası beni büyüleyen ve hayata bakış açımı değiştirmemi sağlayacak felsefelerden biriyle tanışmıştım, Wabi Sabi.
Wabi Sabi Felsefesine Genel Bir Bakış
Wabi Sabi. Böyle yazılıyordu. “Eskimiş, yıpranmış, hasar görmüş şeylerin içindeki yaşanmışlığın bıraktığı mütevazı izler, içinde barındırdığı estetik değerler.” Kırık tabağı açıklıyordu. Büyülenmiştim. Sonraki birkaç günümü felsefeyi araştırmaya harcadım ve hayranlığım artmaya devam etti. Bu müthiş Asya bakışı beni etkiliyordu ve bana mükemmel olmaya çalışmanın yoruculuğundan kaçmak için bir fırsat tanıyordu, bana yeniden insan olabilmenin ve hataların öğreticiliğinin yolunu gösteriyordu.
Mükemmel Olmalı Mıyız?
Trendlere yetiş, yeniliği yakala, her zaman doğruları yap, kendini mükemmel bir kalıba sığdır, en güzel işe, en güzel aileye ve en güzel yaşam şartlarına sahip olabilmek için yaşamayı unut, mükemmel ol, mükemmelliği yakalamak için gereken tüm fedakarlıkları yapmak için bir an bile tereddüt etme. Karakterinden sıyrıl ve kabul edilen kişiliğe bürün. Mükemmel ol. Kelimelerin ağırlığını bile üzerimizde hissederken 21.yüzyılın koşuşturmacalı yaşam tarzının vazgeçilmez ögeleri bu ifadelerin üzerinde yükseliyor, Asya öğretilerinin durup düşünmeyi, akışı izlemeyi, kendini izlemeyi ve kusurların içerisindeki güzellikleri görmemizi öğütleyen öğretilerini dinlemek bile kabul edilemez geliyor.
Wabi Sabi kusuru kabul eden, kusurlardaki güzelliği ve öğreticiliği görmeye odaklanan bir felsefi görüş. Budizm’in içeriğinde barındırdığı varoluşun üç işaret öğretisinden esinlenerek oluşturulan bir kavram olan bu görüş, kırık yanlarımızdaki, güzelliği ve estetiği vurgular ve bize insan olduğumuzu hatırlatıyor. Wabi kelime anlamıyla sade şıklık, Sabi de kusurların güzelliği, kusurların keyfi olarak çevrilebilir ve iki terimin bir araya gelmesi de basit bir şekilde öğretinin amacını açıklıyor. Özellikle Japon tarihi boyunca kusurlar bir öğreti yolu olarak görülmüş ve insana robotik bir anlam yüklenmeden tarihin her çağında bunun üzerine bir gelişim basamağı inşa edilmiş. Dolayısıyla mükemmeliği, her zaman dinamik olma görüşünü savunan Batı görüşlerinin aksine, anda kalmayı,kendini kabulü ve yeterliliğin teşvikini savunan kişi merkezli bir iyilik hali felsefesi. Bir iç rahatlatma seromonisi.
Sosyal Yansıma ve Kusurlar
Tüm bunların bir örneğini belki de sosyal medyada görüyoruz, her zaman mükemmel görün, en ufak kusurlarını bile örtme işlevi taşıyan aplikasyonlar indir, takipçilerinle her zaman hayatının en güzel anlarını paylaş, asla zayıflıklarından bahsetme, her zaman güçlü ve mükemmel yanını sergile, tüm profillerini en ufak bir hata bile yapmayacak bir kişiliğe göre ayarla. Sosyal medyanın geneli bu zorunluluk baskısını kurarken, Wabi-Sabi yeterliliğimizi ve kendimizi ispatlamak zorunda olmayışımızı hatırlatıyor ve bize evet istersen tüm bunları paylaşmakta özgürsün, ama bil ki tüm bunların ardında sen sensin, ve tüm kusur saydıklarınla güzelsin diyor.
Yaşlanmanın, büyümenin güzelliğine, yılların yüzde bıraktığı kırışıklıklara da vurgu yapan bir felsefeye sahip aynı zamanda. İnsanların bedenleriyle barışıklığını ve temel iyilik halini savunuyor ve onlara bambaşka bir görüş sunuyor. Bu felsefeyi uygulamak için yapmamız gerekenlerse basit, istekli olmak ve hatalarımızı kabul etmeye açık olmak. Felsefenin güzelliği de burada yatıyor, senden bu görüşü benimserken bile mükemmel olmanı beklemiyor, yaşam tarzını biliyor ve yalnızca sana bir adım at diyor. Kendini kabul etmeye, tüm kusurlarınla kendini sevmeye bir adım at ve bu yolculukta gerçek benliğini tanı, insan yanını görmek için kapıları aç.
Bir kere felsefeyi hayatınıza dahil ettiğinizde küçüklü büyüklü adımlarla her şeyde bu kusurlarla bütünleşme ve anlamları keşfetme sürecinin içerisine dahil olduğunuzu fark ediyorsunuz. Güzel yanlardan bir diğeri de sadeliği de hayatınıza dahil ediyorsunuz, maksimalizmin göz yoran hissiyatından uzaklaşıyor ve bunu hem sembolik hem de maddesel biçimde uygulama imkanına sahip oluyor, zihinsel ve fiziki bir rahatlayış sürecine geçiş yapıyorsunuz. Kullandığınız her eşya sizin için bir anlam taşıyor ve gözlerinizi açtığınız gündeki her bir dakika olumlu veya olumsuz bir anlam kazanıyor ve faydalı bir anı olarak zihninizde yer ediyor. Size acı çektirmiyor veya sizi üzmüyor.
Kintsugi
Sergide bu tabakların çatlaklarının üzeri altın bir toz tabakayla kaplanmış ve sembolik bir yapıştırma imajı verilmişti ve bunun da yine harika bir başka felsefeye kapı açtığını aynı gün öğrendim. Bu mucizevi felsefenin adı Kintsugi’ydi, toz haline getirilen altın, gümüş benzeri değerli malzemeler yardımıyla kırılan çanak, çömlek, vazo benzeri cisimlerin onarılması sanatı. Çok uzun bir geçmişe sahip olan ve sanatsal yapılarda ve pek çok sergide farkında olmadan karşımıza çıkan bu sanat anlayışı bize hiçbir şeyin gerçek anlamda yok olmadığını ve değersizleştirilmediğini, farklı bir bakış açısıyla yaklaştığımızda çok daha güzel bir varlığa dönüştüğünü anlatıyordu. Bunu yaşanmışlıklarını da kullanarak yapıyordu, izleri yok etmiyor aksine tüm hikayeyi onların üzerine işliyordu. Tıpkı kozasına sığınan kertenkelenin kelebeğe dönüşmesi gibi. Küllerinden doğan anka kuşu gibi ve bizim gibi.
Diğer yazılarımız; www.insancaakademi.com/blog/
Benzer içerikler için İnstagram sayfamızı ziyaret etmeyi unutmayın!
Yorum Yap