Ruhun Kadınları Kitap Analizi
Ruhun Kadınları hakkında çokça konuşulmayı hak eden bir kitap. Isabelle Mons’un kaleme aldığı “Ruhun Kadınları – Psikanalizin Öncü Kadınları” Yapı Kredi Yayınları tarafından Cogito serisi aracılığıyla okuruyla buluşuyor.
Isabelle Mons her şeyden önce başarılı bir araştırmacı ve hikâye anlatıcısı. Gerçek olayların ve insanların, onun da çabalarıyla birbirine nasıl bağlandığı ve kitabın akıcılığı karşısında şaşırmak pek mümkün.
Psikoloji kitapları önerisi denince belki şimdilik akıllara gelen ilk kitaplardan biri değil. Fakat bu kitap, gerek feminizm gerekse psikanaliz konularında keşfedilmeyi bekleyen saklı bir cevher.
Kitabın arka kapağında da değinildiği üzere ”Kimi zaman trajik ama her zaman sıradışı bir hayat sürmüş yirminci yüzyılın on dört kadınını anlatıyor, anıyor Ruhun Kadınları.”
Ruhun Kadınları Kitap İncelemesi
Peki ama kim bu ruhun kadınları? Lou Andreas-Salome, Anna Freud, Emma Jung, Emma Eckstein başta olmak üzere çok önemli isimleri bir arada görüyoruz bu kitapta. Kitapta yer alan on dört kadının yolu psikanalizle, hatta birbirleriyle kesişmiş. Ayrıca özel hayatlarına dair anlatılacakların yanı sıra psikanalize ve alana kattıkları bilimsel çalışmalara da yer verilmiş. Bu şekilde okuyucu onları daha yakından tanıma fırsatına ulaşıyor.
En İyi Psikanaliz Kitaplarından Biri
Bu kitap en iyi psikanaliz kitapları arasında yer almayı sonuna kadar hak ediyor. Bu kitap sayesinde okur, psikanalizin ortaya çıktığı ilk dönemlere dair çok önemli bilgiler ediniyor. Psikanalize gönül vermiş hatırı sayılır isimlerle de tanışma imkanı buluyor. Kısacası, Ruhun Kadınları psikanalize dair mutlaka okunması gereken kitaplardan biri.
Psikanaliz Okumaya Nereden Başlanır?
Elbette psikanaliz denince akıllara ilk gelen isim Freud oluyor. Bu kitapta yer alan kadınların çoğunun Freud ile karşılaştığı görülüyor. Bu nedenle çalışmalarının bu doğrultuda benzediğini, şekillendiğini, ayrıştığını söylemeye gerek yoktur belki de. Bu kitabı okuduktan sonra bir kez daha etkileşimin bir bilim dalına nasıl yön verdiği okur tarafından hemen fark ediliyor.
Daha da farklı bir açıdan, kadınların açısından, feminist bir bakışla psikanalize derin bir dalış yapmak isteyenler için “Ruhun Kadınları” eşsiz bir seçenek olarak karşımıza çıkıyor. Yaşadıkları dönemde kadınların çektikleri zorlukları görüyoruz. Böylece mücadele ederek kazandıkları pek çok şey daha anlamlı gelmeye başlıyor. Tıp öğrenimi görmesine bile izin verilmeyen kadınların bilime sunduğu katkılara tanıklık etmek istiyorsanız bu kitaba mutlaka göz atmalısınız.
Bu kitap nihayetinde kitleleri etkileyen ve şifalandıran, geleceğin bilimine yön verecek çalışmaları anlatıyor. Döneminde kabul görmeyen bir alanın bilimselliğinin temelinin nasıl atıldığını görüyoruz. Saygı duyulması ve hakkında daha çok konuşulması gereken detaylar var bu kitapta. Ayrıca günümüz feminist edebiyata ve psikanalize olan katkıları da yadsınamaz bir miras. Bu mirasın geleceğe gelişerek taşınması için Ruhun Kadınları okunması elzem bir kaynak olarak karşımıza çıkıyor.
Ruhun Kadınları, on dört önemli ve saygıdeğer kadının yaşamına ve çalışmalarına ışık tutan. muhakkak okunması gereken en iyi psikoloji kitaplarından biri.
Ruhun Kadınları Künye
Orijinal Adı: Femmes de l’âme : les pionnières de la psychanalyse
Yazar: Isabelle Mons
Çeviren: Öncel Naldemirci
Sayfa Sayısı: 280
Ruhun Kadınları’ndan Alıntılar
Yüceltme, Lou’nun felsefi bir yorum katarak ele aldığı ilk psikanaliz kavramıdır. S.53
Psikanalizin “en temel kuralı” acıların dillendirilmesidir. S.49
İnsanın var olması bir ayrılma, bir kopuş pahasına gerçekleşir: Yeni doğan çocuk, psikanalistlerin daha sonra doğum öncesi evre diyecekleri anne rahminin rahatlığından kopar ve kendini evrene atılmış buluverir. S.40
İnsan, dengesini bozan iç çatışmaların kurbanıdır. S.31
Sürgünleri bazen iç dünyalarına doğrudur zira kadın olmak her zaman aşkla ve annelikle uyuşmaz. S.15
Bu yazı İnsanca Akademi editör ekibinden Simge Güney tarafından düzenlenmiştir.
Benzer içerikler için YouTube sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.
Yorum Yap