Ruh bilimcilere göre kişilik bireye özgü, onu diğer bireylerden ayırt eden davranışların bütünüdür. Yani ,sosyal bir varlık olan insan çevresiyle sürekli etkileşim halindedir. Bu etkileşimin sonucu kişi kendini olduğundan daha farklı gösterme, kişiliğine olandan farklı bir biçim verme eğilimine girer. Bundan dolayı kişilik kavramı bireyin diğer bireylerle kurduğu ilişkilerdeki tepkiyi gösterme biçimini de barındırmaktadır.
KİŞİLİĞİN GELİŞİMİNDE ETKİLİ FAKTÖRLER
İlk olarak, kişiliğin oluşumunda etkili olan faktörlerden biyolojik faktörleri söyleyebiliriz. Kalıtsal özellikler ana rahminde oluşmaya başlar. Dış görünüş, zeka, huy, cinsiyet bunlardan yalnızca birkaçıdır.
Sonrasında, aile ve çevresel faktörler: Bireyin içine ilk dahil olduğu grup olan aile, bireyin kişiliğinin oluşmasında büyük rol oynar. Anne ve baba rol model olarak alınmaya başlanır.
Daha sonra, Coğrafi faktörler: İklim koşulları insanın kişiliğinin gelişmesinde etkin rol oynar. Bunu bir örnekle açıklamak gerekirse: Soğuk iklim insanlarının mizaçları daha donuk ve sertken, sıcak iklimde yaşayan insanlar daha yumuşak mizaçlıdır.
Son olarak, birey içinde bulunduğu kültürel ve sosyal faktörler: Birey bu faktörlerden ister istemez etkilenir. Belli bir kültürel ve toplumsal yapı içinde yaşayan insan dışlanmamak için topluma ayak uydurma gereği hisseder.
Kişisel gelişimi etkileye faktörler arasında ilk etken olan dış görünüşün etkisinden söz etmiştik. Bireyin dış görünüşüne çevrenin verdiği tepki ve bu tepkinin bireye etkisi olumlu ya da olumsuz yönde seyredebilmektedir. Bu duruma verilen farklı tepkiler bireyin kişilik yapısını etkilemektedir. Bedende diğerlerine oranla daha çok gelişmiş sistemlere göre dört tip insandan söz edilir. Cerebral (kafa), Respiratoire (göğüs), Musculaire (karın), Digestive (kas). Bu ayrımların yanı sıra Davenport, insanları bedensel yapılarına göre ”Slender”, ”Medium”, ”Fleshy” olarak ayırmıştır.
BEDEN KİMYASI VE MİZACA GÖRE KİŞİLİK
Hippocrates (M.Ö 460-377) insan mizacını vücutta en fazla bulunan, kişiliği etkileyen sıvılara göre dört grupta ele almıştır.
1) Hafif Kanlı Mizaç (Sanguine) : Kan etkin rol oynar. Neşeli kişilerdir.
2) Ağır Kanlı Mizaç (Phlegmatic) : Lenf sıvısı etkin rol oynar. Zor duygulanırlar.
3) Kara Sevdalı Mizaç (Melancolic) : Kara safra etkin rol oynar. Duygusal insanlardır.
4) Sinirli Mizaç (Choleric) : Sarı safra etkin rol oynar. Saldırkan davranışlar sergilerler.
RUH BİLİMCİLERE GÖRE KİŞİLİK AYRIMLARI
FREUD‘UN KİŞİLİK KURAMI:
Sigmund Freud’a göre insan kişiliği üç temel yapıdan oluşmaktadır.
İd (Altbenlik) : Kişiliğin temel sistemidir. İçgüdüleri barındırır. Aslında nesnel gerçekten bağımsız bir yaşantı noktasıdır. Haz prensipinin altında işleyen id bütün isteklerin anında yerine getirilmesini bekler.
Ego (Ben) : İdin savunucusudur. Bireyin iç ve dış evreni arasındaki ilişkiyi düzenler.
Süperego (Benlik) : Kişiliğin ahlaki yönüdür. Zamanla oluşur. Kişinin davranışlarını kontrol altında tutar, sansürler.
CARL JUNG’UN KİŞİLİK KURAMI:
Freud gibi bilinçaltı kavramını kabul etmiştir. Ayrıca, içi dönük ve dışa dönük kişilik kavramlarını kullanan ilk kişidir.
İçe dönük tip: İletişim konusunda zayıf kişilerdir. Dolayısıyla, uyum sağlamada güçlük yaşarlar. Toplumsal yaşam onlar için zordur, çekingen yalnızlığı seven kişilerdir.
Dışa dönük tip: Toplum içinde yaşamaktan keyif alan kişilerdir. Uyum sağlamada güçlük yaşamazlar.
EYSENCK’İN KİŞİLİK BOYUTLARI
Eysenck’e göre nitelik bireyin belli davranışlarda davranma eğilimine denir. Tip ise bu niteliklerin bir araya gelmesi ve örgütlenenmesinden oluşur.
Kaynakça
Yorumlar