Asi Prometheus ve Meraklı Pandoranın Mitolojik Hikayeleri
Akıllı bir varlık olan insan için gelişim artık kaçınılmaz bir durum olmuştur. Ama mitolojide insanlığın gelişimi için olan kaynaklar Tanrıların tekelinde bulunuyordu. O halde insana düşen görev de bu kaynakları Tanrılardan alıp uygarlık sürecini başlatmaktır. Bu görev Prometheus’a düşmüştür. Prometheus’un Tanrılardan ateşi çalarak insanlığa armağan etmesi ile birlikte Tanrılar ve insanlar arasında hiç bitmeyecek olan savaş da başlamıştır. Prometheus ve Pandora
Prometheus’un Ateşi Çalma Anı
Prometheus’un ateşi çalıp insanlığa armağan etme girişimi aslında her şeyden önce insanların Tanrılara rağmen karar verme ve verdiği kararı da uygulama biçimini ortaya koymuştur. Aslında buradaki en önemli nokta da insanın doğasındaki teknik bilgiye olan yatkınlığını ortaya çıkarma şeklidir.
Prometheus tanrılardan ateşi kendisinin icat ettiği bir alet ile çalmıştır. Bu alet ise rezene bitkisi sapıdır. Çabuk yanan bir bitki olan bu rezene sapı ile birlikte Prometheus gökyüzünde Tanrılardan ateşi çalıp yeryüzüne inerek insanlara vermiştir. Aslında buradaki ateş Tanrısal bir sırdır. Tanrıların insanoğluna öğretmekten çekindiği bir Tanrısal sır! Ama Prometheus haddini aşıp doğanın kanunlarına karşı gelerek Tanrısal sırra ermiştir. Tanrısal sır mitolojide teknik bilgi diye geçer. İnsanoğlu bu Tanrısal sırla yani teknik bilgi ile artık uygarlaşma sürecini hızlı bir şekilde başlatmıştır. İnsanoğlu her şeyi elde etme imkanını Prometheus sayesinde öğrenmiştir.
Prometheus tanrısal sırrı öğrenmeye ve öğretmeye başlayınca haddini aşmıştır. Prometheus’un hikayesi Hz. Ademin hikayesi ile benzerlik gösterir. Hz. Adem yasaklı ağaçtan yasaklı meyveyi yediği için cennetten kovulmuştur. Musevilikte bu ağaç hayat ağacıdır yani bilgelik ağacıdır. Hz. Adem bu meyveyi yediğinde ulaşılmaması gereken bir bilgiyi elde etmiştir ve cezalandırılmıştır. Prometheus da Hz. Adem gibi teknik bilgiyi elde ettiği için Zeus tarafından cezalandırılmıştır. Burada öğrenilmemesi gereken bir bilgi yani Tanrısal sır vardır. Prometheus ve Pandora
Prometheus’un Cezası – Prometheus ve Pandora
Prometheus’un cezası Kafkas dağlarına zincirlenmek ve her sabah ciğerinin kartallar tarafından didiklenmesidir. Prometheus’un ciğeri bitince her sabah tekrardan yenilenip tekrar tekrar kartallar tarafından didiklenmiştir ve cezası sonsuza kadar böyle devam etmiştir. Prometheus yarı Tanrı yarı insandır yani bir titandır. İnsanoğlu gibi sonlu değil Tanrılar gibi sonsuz bir varlıktır. Prometheus ve Pandora
Tanrılar en başından beri teknik bilgiyi insana vermek istememişlerdi yani insana güvenmemişlerdi. Bu güvensizliğinin sebebi ise insanoğlunun teknik bilgiyi öğrendikten sonra Tanrıları tahtlarından etmek istemeleridir.
Teknik bilgiye ulaşan insanoğlu dur durak bilmeden ilerlemeye başlamıştır. Tanrıların güvensizliğinin bir nedeni ise insan aklının kışkırtıcılığını ve hiç ölmeyecek gibi yaşama arzusundandır. Çünkü insan trajik bir varlıktır; ölümü bildiği halde doğaya hâkim olup sonsuzluğu ister. İnsanın yazgısında ilerleme vardır ve acı çekmeden de ilerleme olmaz. Bu anlamda ilk teknik acıyı çeken Prometheus’tur.
Pandora’nın Yaratılma Süreci
Prometheus cezasını çekerken içinde yeni bir duyguyu keşfetmiştir. Bu duygu Antik Yunanda Hybris yani kibirdir. Ve bu kibir duygusu Prometheus’a ne olursa olsun yaptığın şeyin doğru olduğuna inanıyorsan sonucuna da katlanacaksın dedirtmiştir. İnsan kibirli bir varlıktır! Prometheus ve Pandora
Zeus, Prometheus ile birlikte insanoğlunu da cezalandırmak için; Hephaistos’u yanına çağırarak çamurdan bir insan yaratmasını ve içine insan sesi koymasını söylemiştir. Hephaistos söylenenleri yapmıştır ve Zeus sonra aşk tanrıçası Venüs’ten yaratılan çamurdan insanın içine bütün güzellikleri ve çekiciliği koymasını istemiştir. En son Athena’yı yanına çağırıp bildiği bütün bilgelikleri, el becerilerini, hünerlerini, el sanatlarını koymasını söylemiştir. Bu yaratılan çamurdan insana kadın demiş ve adını da Pandora koymuştur.
Pandora’nın Merakı!
Zeus Pandora’ya bir kutu hazırlayıp ve kutuyu da asla açmamasını söylemiştir. Aslında Pandora’ya verilen bir kutu değil topraktan yapılan bir çömlektir. Yanlış çeviriden kaynaklı bu zamana kadar kutu olarak anlatılmıştır. Söz veren Pandora kutuyu alıp insanoğlunun arasına karışmıştır. Kadın meraklı bir varlık olduğu için dayanamayıp kutuyu açıp merakını gidermiştir. Kutuyu açar açmaz bütün hastalıklar, şehvet, riya aklımıza gelebilecek bütün kötülükler etrafa saçılıp dağılmıştır. Pandora yaptığı hatayı anlayıp panikle kutuyu kapatmıştır. Kutuyu kapatmasına rağmen içinde sadece bir kötülük kalmıştır. O da umut…
Pandora’nın hikayesinin iki versiyonu vardır. Bir diğer versiyonunda ise; Zeus Pandora’ya bir kutu armağan edip ve yine açmamasını söylemiştir. İnsanoğlunun arasına karışan Pandora yine meraklı bir şekilde kutuyu açmıştır. Kutuyu açar açmaz bütün iyilikler cennete geri gitmiştir. Panikle Pandora kutuyu tekrardan kapatmıştır. Kutunun içinde tek bir iyilik kalmıştır ve o da umuttur.. Prometheus ve Pandora
Umut!..
Nietszche’ye göre umut kötülüklerin en kötüsüdür çünkü işkencenin süresini uzatır. Stoacılara göre ise umut afyondur.
Pandora’nın hikayesindeki umut iyi de olsa kötü de, insanoğlu hep umudunun peşindedir…
gerçekten güzel bir yazı olmuş. Yanlış bildiğimiz bir çok konu varmış. Teşekkürler.