Ölümün Tanımı
Ölümün tanımını canlı bir varlığın yaşam fonksiyonlarının işlevsiz hâle gelmesi olarak anlatabilmekteyiz. Ölen varlığın maddesi gözle görülebilirken maddeye can veren ruh görülemez. Ve madde, gözle görülür bir şekilde doğada yok olur. Fakat o maddeye anlam katan ruh nereye gider? Bu sorunun cevabına her din farklı cevaplar vermiştir. İslam inancına göre ölen her kişi kabrinde, tüm varlıkların toplanacağı ahiret gününü beklemektedir ki Yahudilik ve Hristiyanlıkta da ahiret inancı mevcuttur. Diğer yandan Hinduizm’de ise ‘’reenkarnasyon’’ yani ruhların göçü söz konusudur.
Ölümün Elma Alegorisi
-böcekler konar ve toprağa değen tarafı toprak ile bir olur. Zamanla elma tamamen toprak ile bir olup yok olur. Böylece, elmanın maddesi görünürde kaybolur. Fakat elmanın özü nereye gider? Elmayı elma yapan şey yalnızca maddesi midir? O, kendi ağacının toprağına karışarak kökünü besler. Ve üzerine gelen sinekler, böcekler ve kurtlar da elmanın maddesel ölümünü gerçekleştirmek için çabalarlar. Elmanın özü ise kendi ağacının kökünde varlığını sürdürmeye devam eder. Kökünden gövdesine, gövdesinden dallarına ve dallarından da yapraklara, çiçeklere ve yeni elmaların varlığına karışır. Bu alegoriyi bir bakıma reenkarnasyon ile benzetebiliriz. Fakat bu dönüşümün reenkarnasyondan farkı, kendi içerisinde bir dönüşüm olmasıdır. Armut elmaya dönüşmez, elma yine elmaya dönüşür. Fakat elma da özünde armuttan bir parça barındırabilir.
Sır
İnsan zihni gözle göremediği soyut şeyleri anlamlandırmakta güçlük çeker. Ölüm de tam olarak böyle bir şeydir. İnsan zihninin anlamlandırmakta güçlük çektiği soyut bir kavramdır. Ölümü, insan hayatı ile sınırlandırarak bir tanımlama yaparsak ”Can gider, beden kalır sonra beden de zamanla gider.” diyebiliriz. Belki yine bu dünyaya karışmak isteyişimizden gömülmek isteriz toprağa. Bazen kimileri yakar cesetleri. Külleri kalır yalnızca. Ama bir şekilde, aslında hiç ait olmadığımız bu dünyaya ölümlerimiz de bir yerinden değer.
Sonuç olarak baktığımızda insanın tecrübe etmediği her şey insan için bir sırdır. Sayısızca insan ölümü tecrübe etmiştir. Böylece ölümü tecrübe edişle farklı bir hayat başlamıştır. Fakat bu tecrübe farklı insanlara aktarılamamıştır. Ölüm gözlemlenebilen değil yaşanabilen bir şeydir. Bu nedenle her canlı gibi insan da bu eylemi yaşadığı vakit bu eylem sır olmaktan çıkacaktır.
Benzer içerikler için instagram sayfamızı takip edebilirsiniz.
Cevap bırak