Kuyucaklı Yusuf’un Karşı Cinse Bağlanma Sorunu
Kuyucaklı Yusuf, kadın, anne, bağlanma sorunu, çocukluk, duygusal boşluk.
Sabahattin Ali’nin Kuyucaklı Yusuf romanındaki Yusuf karakterinin, karşı cinsle kurduğu duygusal bağ oldukça ilgi çekicidir. Çünkü Yusuf’un karşı cinsle tam olarak güçlü bir bağ kuramadığını görürüz. Yusuf karakteri karşı cinse ne tam olarak bir aşkla bağlanabiliyor ne güvenle ne de merhametle. Yusuf’un kadınlarla tam olarak bir bağ kuramamasını; hayatında gerçek bir kadın karakterin yer almamasına bağlayabiliriz. Yadsınamaz bir gerçektir ki bir erkeğin hayatındaki, en güçlü kadın karakter annedir. Yusuf da annesini çok küçük yaşta kaybeder. Küçük yaşta annesini kaybeden bir erkek için hayatın diğer bölümlerinde de kadın zayıf bir karakter olarak kalır.
Muazzez, Yusuf için Bir Sığınak mı?
Ana karakterimiz, Yusuf, yalnızca Muazzez’e karşı duygusal olarak bir şeyler hisseder. Muazzez ise onu evlatlık alan ailenin kızıdır. Muazzez ile beraber büyürler, bir nevi kardeştirler. Romanda; Yusuf’un, Muazzez’i ilk gördüğü an sevdiği yazılıdır. O zamanlarda, Yusuf henüz küçük bir çocuk Muazzezse bebektir. Aslında Yusuf, ruhunda yer alan o kadın boşluğunu, anne boşluğunu, doldurmak ister. Yusuf dışarıdan olan, yabancı bir kimseyi sevmez ki Yusuf’a karşı bir şeyler hisseden Kübra karakteri de buna örnektir. İçten içe Kübra’ya karşı bir şeyler hisseder gibi olur fakat bu; adını bir türlü koyamadığı tuhaf bir histir. O, Muazzezden sanki yıllarca bir işaret beklemiş gibi, içine derin bir aşkı gömmüş gibi; Muazzez’in ilk itirafında hemen ona karşı bir şeyler hisseder. Fakat Muazzez’e olan hislerinde de istikrarlı değildir. Ama Yusuf içindeki bu boşluğun farkındadır ve bu yüzden karşı cinsle olan bağında gelgitler yaşar.
Yusuf’un Hayatındaki Kötü Kadın(Şahende):
Evlatlık gittiği evdeki anne karakteri ise Yusuf için çok zayıf bir kadın karakterdir. Hatta hayatında hiçbir yeri yoktur. Şahende Hanım, komşu komşu gezip tozan, kocası Selahattin Bey’e sürekli söylenen bir karakterdir. Ayrıca karı kocanın ev içerisinde şiddetli kavgaları da olur. Bu kavgalarda sakin kalan taraf her zaman Selahattin Bey olarak gösterilir. Yusuf, çoğu zaman Selahattin Bey’in bu kadına nasıl tahammül ettiğini anlayamaz ve bu adamda peygamber sabrı olduğunu düşünerek ona ulvi bir varlık gibi bakar. Şöyle önemli bir husus da var ki Selahattin Bey, Yusuf’u evlatlık olarak eve götürdüğü ilk zamanlar Şahende Hanım, Yusuf’u kesinlikle istemez ve hakaretler savurur. Fakat zamanla tıpkı bir eşyanın varlığına alışır gibi Yusuf’un hayatlarındaki varlığını da kabullenir. Küçük yaşta karşılaştığı bir kadın karakterin Yusuf’u bu şekilde dışlaması da Yusuf’un kadınlarla sağlıklı bir bağ kuramamasında etkili bir rol oynamaktadır. Yusuf’un hayatında rol model alabileceği tek anne (kadın) karakter olan Şahende Hanım, Yusuf’un kadınlarla olan duygusal bağını biraz daha zayıflatır. Belki de hiç aşılamayacak uçurumlar açar.
Yusuf’un Kadınlarla Bağ Kuramamasının Aslı Nedeni:
Yusuf’un, çok küçük yaşta annesini kaybetmesinin ardından, Şahende Hanım gibi kötü bir kadın karakterle karşılaşması; duygusal bir boşluğa düşmesine sebep olur. Yusuf’u kadınlarla barıştıracak tek şey; güçlü bir annedir. Karakter, içerisindeki o anne boşluğunu dolduramadığı için de kadınlara karşı hep mesafelidir.
Diğer yazılarımız; www.insancaakademi.com/blog/
Benzer içerikler için İnstagram sayfamızı ziyaret etmeyi unutmayın!
Roman karakterini ilk kez farklı bir bakış açısı ile görmemizi sağlayan ve derinlemesine psikolojik analizlerde bulunulan muhteşem bir yazı olmuş.
Harika
Çok güzel bir yazı olmuş Ayşenur Hanım elinize sağlık
Elinize emeğinize sağlık