İslam Astronomisi Genel İncelenmesi
İslamiyette Astronominin Yeri ve Tarihi
Astronomi II.yy itibariileİslamiyet’in ilgi odağı haline gelmiştir. Bu alandaki çalışmalar ve gözlemevleri Müslümanların bilime olan ilgilerini göstermektedir. Astronomi sözcüğünün içeriğini incelemek istersek iki farklı gerçeği ele almamız gerekir: 1) Gök bilimi anlamına gelen ilmu’l-felek ve evren yapı bilimi olan ilmu’l-hey’in birleşimine dayanmaktadır. Genel olarak kozmografya olarak tanımlanabileceği gibi Grekçe “kanon’’ kelimesinin Fars dilindeki tercümesi “zic” ile ifade edilmektedir. Zic k limesi ise yıldızların hareket cetvelinin koleksiyonları manasına gelir. 2) Kev keb ve necm yıldız, İlmu ahkami’n-nucüm yıldızlar bilimi, bu iki farklı yaklaşım bizi aynı gerçeğe götürmektedir.
Gökyüzü ve Takvim
Arap yarımadasında gökyüzünü gözlemlemek çok eskiye gitmektedir. Tredtises on the Anwa (Enva’ Üzerine Risaleler) adlı yapıtta yapılan gözlemler toparlanmıştır. Buradaki Enva nev’ kelimesinin çoğulu olmakla birlikte nev’ kelimesi yağmur, fırtına anlamına gelmektedir. Nev’ güneş yılının belirli dönemde bölünmesini ve yıldızların hareketlerini hesaplamak gibi sistemleri anlatır. Belirli yıldız kümelerinin gözlemi, güneş yılının 28 sabit döneme bölmüştür. Sekizinci yüzyıldan sonra Hint etkisiyle bu sistem, kameri (Menazilü’l-Kamer) sistemiyle birleştirilerek bir yıl, 13 ya da 14 günden oluşan 28 periyoda bölünmüştür. Aslında bu gelenek kısmen de olsa Batlamyus’un Phaseis’ine dayanır.
İslam Astronomisinin Kaynakları
İslam astronomisini kavrayabilmek adına İslam astronomisinin kaynaklarını inceleyelim. VIII. yüzyılda Hint ve Fars, 9. yüzyılda ise rehberliği Yunan kaynaklarından almışlardır. İlk dönemdeki Müslüman bilginler 499’da Aryabhatiya, Khandakhadyaka ve Mahassidhanta eserlerinden etkilenmişlerdir. Bu eserler Helenistik döneme dayandığı için Hipparchus’un izleri görülür. Bu kaynaklar sayesinde başta gezegenlerin hareketleri olmak üzere trigonometrik ifadelerin hesaplanması gibi alanlarda kullanmışlardır. Fars bölgesinde Sasaniler’in etkisi oldukça yoğundur. Özellikle eserlerinde Şah Zic’ten bahsedilir. Ama genel itibari ile Hint gelenekleri altında olduklarını söyleyebiliriz. Yunan kaynaklarda astronomi ikiye ayrılır: ’Fiziksel’ astronomi ve ‘matematiksel’ astronomi. Fiziksel astronominin hedefi evrenin küresel bir fiziksel yorumuna ulaşmaktı. Matematiksel astronomi ise evrenin geometrik yorumunu bulmakla ilgili bir alandı. İşte antik astronomi bu ikilinin birleşiminden oluşuyordu. Yunan kaynaklarında kendini gösteren başlıca başarılı isim Batlamyustur. El-Macesti ve Planetary Hypotheses (Gezegenlere Dair Faraziyeler) astronomide kullanılan en önemli eserlerinden sadece ikisidir.
Gözlem ve Gözlemevleri
Astronomiye en önemli katkı sunan yapıt: Gözlem ve gözlemevlerini inceleyelim. İslam gözlemlerini VIII.yüzyılın sonunda her ne kadar eserini kaybetmiş olsa da Nihavendi tarafından yapıldığı aktarılıyor. Ama kesin olarak elde edilen gözlem sonuçları Halife Me’mun tarafından Şemmasiye semtinde ve Kasiyun dağlarında kaydedilmiştir. Ardından 9.yüzyılda Habeş el-Hasib,Benu Musa, Mahani vb. tarafından gözlemler kaydedilmiştir.9. yüzyıl sonunda ve 10.yüzyılın başlarında Bettani, Grek Müslüman bilimsel geleneğinde ‘gözlem tüpü’ kavramından bahseden ilk kişi olmuştur. Bu cihaz İslam dünyasının testinden hemen sonra orta çağ Latin Avrupası’na geçmiş ve orada astronomi aleti olarak kullanılmıştır. Bu gelişmeler ardından gözlemevleri başta Şerefüddevle , Meraga , İstanbul ve Semerkant rasathanesi kurulmasına vesile olmuştur.
Diğer bilim yazılarımız; www.insancaakademi.com/category/bilim/
Benzer içerikler için İnstagram sayfamızı ziyaret etmeyi unutmayın!
Cevap bırak