HÜSEYİN RAHMİ GÜRPINAR’IN HİKÂYE ANLAYIŞI
Türk Edebiyatı’nın önemli, roman ve hikâye yazarlarından Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın hikâyeciliği üzerinde durup acizane değerlendirmeler yapmaya çalışacağız. Yazar, yaşadığı dönemde hiçbir edebî gruba mensup olmamış, üstelik kendine has bir çizgide ilerlemiştir. Hatta nevi şahsına münhasır bir karakter olan yazar, tabi olarak eserlerine de özgünlüğünü yansıtmıştır.
Hüseyin Rahmi:
Kaynaklarda Hüseyin Rahmi’nin düzenli bir eğitim görmediğini ve tamamen kendi kendini yetiştirdiği yazılıdır. Hikayeciliğinde de kendi kendini yetiştiren bir yazar olduğunu söyleyebiliriz. Bununla birlikte kültür seviyesi yüksek bir ailede yetişen Hüseyin Rahmi’nin ve aynı zamanda Ahmet Mithat Efendi’nin eserleriyle büyümüş ve henüz çok küçük yaşlarda iken eserler kaleme almıştır. Bu sebeple hikayelerinde Ahmet Mithat Efendi’nin de etkisi olmuştur.
Çevrenin Hikâyelere Etkisi:
Hüseyin Rahmi’nin yetiştiği çevrenin de hikâyelerine büyük etkisi olmuştur. Çocukluğu akrabası olan kadınlarla ve onların dedikodularıyla geçen Hüseyin Rahmi hikâyelerinde kadınların renkli dünyası oldukça canlı bir şekilde hissettirir. Bununla beraber kalabalık bir çevrede büyüyen Hüseyin Rahmi’nin Hikayeleri de oldukça kalabalıktır; çeşitli ve farklı karakterler, birbirinden farklı olaylar hikayelerinde yer bulur. Yazarın hikâyelerini okurken, anlatılan olayları tüm canlılığıyla hissedersiniz dili sadedir ve samimi bir üslubu vardır.
Türk-İslâm toplumunun yaşayış tarzı hikayelerinin her yerine serpilmiş gibidir. Romanları gibi hikâyeleri de âdeta bir kültür hazinesidir. Kendi yaşadığı devrin İstanbul’ unu fotoğraflar. Yerel ağız özelliklerini ve sokak ağzını ustalıkla kullanır. Ayrıca hikayelerinde mizahi unsurlara da geniş yer verir. Çağının aksaklıklarını, toplum tarafından doğru bilinen yanlışları bu mizahi dille eleştirir. Karakterler daima dışa dönüktür ve yalnız değillerdir. Aynı döneme baktığımızda kimi eserlerin (Sami paşazade Sezai’nin Pandomiması gibi) karamsar ve içe kapanık olduğunu görüyoruz. Fakat Hüseyin Rahmi’nin hikayeleri bunun tam zıttı olarak dışa dönük ve oldukça canlıdır.
Hüseyin Rahmi’nin, hikâyelerine o renkli iç dünyasını yansıttığını da söylemeden geçemeyiz. Hikâyeleriyle ön plana çıkan bir yazar olmasa da Türk hikâyeciliğinin gelişimine katkıda bulunmuş önemli isimlerden birisidir.
Diğer yazılarımız için; www.insancaakademi.com/blog/
Benzer içerikler için de İnstagram sayfamızı ziyaret etmeyi unutmayın!
Cevap bırak