Ezoterik Bakış Açısı ve C.Gustav Jung’a Göre Burçların Özellikleri
Carl Gustav Jung hayatını psikoloji ve psikanalize adayan bir psikiyatrdır. Hayatını değiştirecek olan ve bir anlamda onun ilham kaynağı haline gelen ustası Freud ile olan çalışmalarını sonlandırdıktan sonra yeni ilham kaynakları arayışına doğru yola çıkmıştı. Fakat zaman zaman ikilinin arasında çatışmalar çıkmaya başlamıştı. Bazı kaynaklara göre Jung ile Freud arasındaki çatışma Freud’dan kaynaklıydı. Öte yandan başka bir rivayete göre ikisinin arasını bozan konu, Jung’un psikolojiyi astrolojik bağlamda ele alan araştırmaları olmuştu. Jung zamanla burçlar hakkında çalışmalar yapmaya başlamıştı. Başka bir deyişle Jung’a göre, evrende eşzamanlılık diye bir gerçeklik vardı. Ve bu inanç Freud’un görüşlerine taban tabana zıt bir kavramdı. Freud, psikolojiyi rüyalarla açıklamaktadır. Bu tezini de rüyaların, bilinçaltının bir tür dışa vurumu görüşüne destek vererek geliştirmeye çalışmıştır.
Her şeyden önce Freud, rüyalar aracılığıyla kişilerin bilinçaltı kodlarının dışa yansıdığını ifade eder. Öte yandan Jung, evren ve ruh kavramlarını kullanarak, bunların bilim ile birlikte açıklanamayacağını belirtir. Ve hayatta bazen kontrol edemediğimiz olaylar olduğunu savunur.
Astroloji ve Psikoloji Harmanlanırsa
Jung’un bu çalışmalarında en büyük destekçisi ve ilham kaynağı ise astroloji olmuştur. Dolayısıyla, astroloji ve burçlar uzun süre ilgi alanında yer almıştır. Böylelikşe astrolojiyi psikoloji ile harmanlamaya başlamıştır.
En önemlisi Jung’un, Freud’a yazdığı bir mektup olmuştur. Bu mektupta Jung, oldukça heyecanlı bir şekilde astrolojiye olan ilgisini belirtmiştir. Ayrıca mitolojinin de mutlaka bu araştırmalarda yer alması gerektiğini ifade etmiştir. Fakat ustasından aldığı cevap maalesef beklediği gibi olmamıştır. Ne yazık ki ustasından arzu ettiği desteği bulamamıştır.
Ayrıca Jung insanlık tarihinin özünü açıklayan bir iz bulabilmek istemiştir. Bu nedenle astrolojiye olan yoğun ilgisini haritalara yöneltmiştir. Sıklıkla gecelerini haritalarda hesaplamalar yaparak geçirdiğini anlatır mektuplarında.
Ve bir hastasının anne kompleksine dayanarak incelediği doğum haritasında ”T Kare” açısını keşfeder. Hayretler içerisinde incelemeye başlar. Bu nedenle insanoğlunun içgüdüleriyle bir süre sonra gökyüzü ile ilgili bazı bilgilere erişebileceğini düşünmeye başlar.
Karmik Astroloji ve Burçlar
Sonrasında burçlar ve psikoloji üzerindeki çalışmalarında “Karmik Astroloji” kavramını kullanmaya başlar. Astrolojinin bu yöntemi, kişilerin geçmişinde yaşadığı ve sorduğu bazı sorulara yoğunlaşarak cevap arayan bir yoldur. Örneğin, “Bu niye benim başıma geldi?” veya “Bu olayı niye ben yaşadım?” gibi geçmişten gelen sorulara cevap arar. Bu yöntem Jung’unda oldukça ilgisini çeker.
Aynı zamanda Jung, “eş zamanlılık” kavramının da astrolojik bağlamda çalıştığını gözlemler. Böylelikle konuyu gittikçe daha derin ve ileri boyutlara taşır. Anlık bazı tahminleri yaparken burçların kullanımı ve zamanın doğası hakkında da yorumlar ekler.
En önemlisi, Jung’a göre astroloji adeta alternatif bir zaman işleyişidir. Ve tarih sürekli tekerrür ettiğinden astrologlar bunları takip ederek yorumlarını yapabilmektedir. Başka bir deyişle astroloji, yaşamının büyük bir bölümünde Jung’un ilgisini çekmiştir. Bu bağlamda strolojik anlamda yaptığı araştırmalarını da literatürüne katmayı başarmış. Jung’un var olan psikolojik tipler teorisi ile dört astrolojik unsur arasında da bağlantı vardır. Bu teoriyi kısaca açıklayacak olursak ”düşünen, duygu, duyum ve sezgisel” olarak dört tip olduğunu söyleyebiliriz. Jung, bu dört tipi ”hava, su, toprak ve ateş” elementleri ile eşleştirmektedir. Jung’a göre, hava elementini düşünen tiple, su elementini duygu tipiyle, toprak elementini duyum tipiyle ve ateş elementini sezgisel tiple bağdaştırabiliriz. Ayrıca Jung, karakter özellikleri bakımından da burçları dışa dönük olanlar ve içe dönük olanlar olarak ikiye ayırmıştır. Buna göre dışa dönük burçlar: Koç, ikizler, aslan, terazi, yay ve kovadır. İçe dönük burçlar ise: Boğa, yengeç, başak, akrep, oğlak ve balıktır. Ayrıca Jung’ un literatüründe burç tipleri şu şekilde sıralanır:
- Ateş grubu burçları (koç, aslan, yay): Sezgisel tip
- Toprak grubu burçları (boğa, başak, oğlak): Algılama tipi
- Hava grubu burçları (ikizler, terazi, kova): Düşünen tip
- Su grubu burçları (yengeç, akrep, balık): Duygu tip
Bu yazı İnsanca Akademi editör ekibinden Simge Güney tarafından düzenlenmiştir.
Benzer içerikler için YouTube sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.
Cevap bırak