Jeopolitik Konum ve Toplumsal Gerçeğimiz Olan; Deprem
Anahtar Kelimeler; Sismik İzolasyon, Deprem, Müteahhit
Evet deprem ülkesiyiz kabul ! Deprem bizim gerçeğimiz peki bu gerçekle yaşarken ne gibi hazırlık ön çalışma yapıyoruz her konuda. Deprem ve Jeopolitik Konum…
Haberleri takip ettikçe yüreğimde bir sızı, boğazımda bir düğüm ‘hoşçakal’ bile diyemeden yitip giden canlar… Aklım almıyor 21. yüzyılda teknoloji almış başını gidiyor mimarlık, mühendislik, inşaat sektörü hızla gelişiyor hoş çok bilgili ve ilgili olduğum konular değil. Ancak bildiğim tek şey varsa aynı mevkide iki bitişik bina biri dimdik ayakta diğeri yerle bir.
Etki aynı
Tepki farklı
Neden? Akıllarda tek soru neden?
Cevabını herkes biliyor bence artık biliyor olmamız da yetmiyor bir şeyler yapılmalı, herkes kendi gücünce elinden geldiğince yapmalı….
Japonya’da 1995’te 7.3 büyüklüğündeki Büyük Hanshin – Awaji Depremi ülkeyi yerle bir etti. Afet sonucu 6.434 insan hayatını kaybetti. Bu deprem Japonya halkının doğal afetlere bakış açısını değiştirdi. Bakın ne güzel ders almışlar ve ne yapabiliriz diye çalışmalar deprem felaketi sonrasında devam etmiş. Japonya’da Sismik İzolasyon Sistemi kullanılmaya daha uygun olduğu tespit edildi.
Bu sistemler bina ile kurulu olduğu zemin arasında koruyucu bir yapı meydana getiriyor ve zeminin sarsılması sonucu binaya bir şey olmasını engelliyor. Binanın enine kurulan sarsıntı emici yapılar (izolatörler) sayesinde deprem dalgalarının binaya ulaşma sismik dalgaların enerjisini, hareketini binaya mümkün olduğu kadar hissettirmemek amacıyla bu sistemi kullanmayı yaygınlaştırmaları çok güzel bir hareket doğrusu…
İnşaat Müteahhitleri Konfederasyonu (İMKON) Yönetim Kurulu Üyesi Fehmi Demirten, Türkiye genelinde 500 bin müteahhit olduğunu vurguladı. Almanya’da 3 bin 500 komple Avrupa’da 25 bin, bizim ülkemizde 500 bin müteahhit… Her konuda sonuncuyuz müteahhit sayısında dünya birincisiyiz. Çünkü hiçbir şart aranmıyor. Birisi bina yapıyor diğeri izin veriyor, onaylıyor. Diğeri imza atıyor ve kentsel dönüşüm adı altında çarpık yerleşmeler doğuyor. İstatistikler her geçen gün bu sayının daha da arttığını gösteriyor. Velhasıl deprem öldürmez ama aç gözlülük, makam sevgisi, namertlik, düşüncesizlik, vicdansızlık, bencillik ve en sonunda da tedbirsizlik öldürür. Peki bunun önüne nasıl geçilecek ?
İnsanlarda deprem oldu ama arama kurtarma ile kurtuluyorsunuz algısı yaratılmasın enkazdaki her saniye yıl gibi geliyor insana beklenen İstanbul depreminde en az 40.000 konut çökecek deniliyor kaç gönüllü arama kurtarma ekibinde çalışabilecek? Çoğu binanın apartman isimleri bile yokken
Uzun bir süre 99 depremini araştırdım sayısı doğru olmayan ölü sayılarını, müteahhitlerin zaman aşımını ve aflarını gördüm. İlgisi olanlar araştırabilir burada uzun uzun yazmayacağım. Deprem değil ‘Denetimsizlik, Çürük bina’ öldürüyor, sakat bırakıyor, engelli yapıyor, ötekileştiriyor hayat boyu sürdüreceğimiz bambaşka bir mücadeleye sokabiliyor maalesef
Deprem ve Jeopolitik Konum – Bir de yaşanan felaketin diğer bir boyutu var elbette
‘Acının dili ortaktır.’ derler. Komşumuzda cenaze, yas olduğunda yüksek sesle gülünmez bağırılmaz saygıyı sükûnetle gösteririz. Bunun için çok yüksek bir empati yeteneğine sahip olmamız gerekmez idrak etmemiz gereken; Hiçbir şey olmamış gibi yarın bizim başımıza gelmeyeceğinin garantisi varmış gibi kulaklarımızı ve gözlerimizi kapatarak bu yaşananları yok sayamayız. Sosyal medyada sürekli fotoğraflarını sergilemeye devam etmeniz bu acıya en az belirli bir süre bile ara verememeniz ne kadar büyük bir bağımlılık ve körlük içinde olduğumuzun kanıtıdır !
Böyle zor zamanlarda insanoğlu biraz daha hassasiyet ve duyarlılık bekliyor ve istiyor. Sevgilerimle…
Cevap bırak