CLİMAX FİLM ANALİZİ
Climax Filminin Konusu:
Gaspar Neo tarafından yönetmenliği, senaristliği ve yapımcılığı yapılan bu film 2018 yılında vizyona giriyor ayrıca Cannes Film Festivali’nde Art Sinema ödülünü alıyor. Climax kelime anlamı olarak doruk ve zirve anlamlarına geliyor. Filmin en dikkat çeken özelliklerinden biri de 1966 yılında yaşanmış bir hikâyeden geliyor. Yarışmaya katılan 20 farklı dansçının okul binasında yaptığı partiyi konu alıyor. Filmin başlangıcında bir TV ekranından karakterleri önceden tanıyacağımız kayıtlar izliyoruz. Gençler partideyken birisi içeceğin içine LSD katıyor böylece olaylar gelişmektedir ve herkes bilincini kaybediyor.
Filmde farklı köken, din ve sınıflara sahip olan gençleri görüyoruz. Filmin ilerleyen anlarında dansla birlikte doruk anlarının başladığının haberini bize veriyor. Fakat film de hayat gibi bu gösterişli ışıklardan aniden karanlığa doğru sürükleniyor. Tam da burada filmin bize bir deneyim sunmaya başladığını anlıyoruz. Filmin devamında bir süre ikili diyaloglar başlıyor. Bu ikili diyaloglarla birlikte aslında filmin devamındaki sorunları kestirmemizi sağlıyor. Sezgisel deneyimleri de bize sunan Climax, film devamında neler olacağını kestirilemez bir hale getiriyor. Filmin sonlarına doğru yaklaştığımızda her karakterin bilinçaltlarına inme deneyimlerini yaşıyoruz. Yaşadığımız bu deneyimde yaşanılan tüm olaylar tahmin edilmez hatta tahammül edilemez bir deneyime dönüşüyor.
Kendi Kendimizle de Yüzleştiğimiz Deneyim
Filmi açmadan önce dans denilince insanın kafasında kesinlikle güzel sahneler canlanıyor. Çünkü oturup kargaşa, şiddet, belirsizlik olan görüntüleri izlemek pek hoş gelmiyor. Bizi rahatsız eden görüntüleri izlemek ister miydik? Bu sorunun cevabını bu filmi izleyip bulabiliriz. Filmde en sevdiğim, izlemeye devam ettiren de tam olarak bu: Kendimde yeni bir olay deneyimlemek. Bence bu film bize kendimizden başka kaçacak bir yer olmadığını gösteriyor. Yani her günün sonunda kendin ve bilincinle baş başa kalıyorsun.
Filmin bazı sahnelerinde dayanamayıp filmin sesini kestiğim oldu. Mesela filmde eşcinsel, travesti gibi karakterlere yer veriliyor. Ayrıca gerçek hayatımızda olduğu gibi bu karakterlere karşı kin besleyen karakterlerin oluşu da çok dikkatimi çekti. Beni oldukça rahatsız eden gerçek bir deneyimi izlerken diğer filmlerden çekip başka bir köşeye oturduğumu hissettim. Oturduğum köşede bu deneyimi anlamdıramadan kendi bilincimi sorgulamaya başladım.(Ayrıca kafam ağrıdı.).Evet, filmleri izler ilham alır yolumuza devam ederiz. Fakat bir filmde kafa ağrısı ve sorgulamayla yoluma devam ediyorum. Ne de olsa “ Seni öldürmeyen şey, güçlendirir. ”
Kaynakça:
Gaspar Neo,Vikipedi,2018.
Diğer yazılarımız; www.insancaakademi.com/blog/
Benzer içerikler için İnstagram sayfamızı ziyaret etmeyi unutmayın!
Cevap bırak