blanche monnier

BLANCHE MONNİER

19. yy.da Fransa’da yaşayan Monnier ailesi Fransa’nın ünlü ve aristokrat ailelerinden biriydi. Anne Louise Monnier, ailesinin yönetimini kendi elinde bulunduruyordu. Monnier ailesi için aile değerleri her şeyden üstündü. Baba Emile Monnier ise bir sanat fakültesinin yöneticisiydi. Kendisi 1879 yılında vefat etti. Ailesine ise hayatları boyunca yaşayabilecekleri kadar servet bıraktı. Ailenin kızı Blanche Monnier 1 Mart 1849 yılında doğdu. Ailesi ona iyi bir eğitim vererek yetiştirdi. Monnier o dönemde yirmili yaşlarında ve oldukça güzel bir kadındı. Çevresinden fazlasıyla ilgi gören Monnier’le evlilik isteğinde olan onlarca insan vardı. Söylenenlere göre Blanche Monnier çevresine yaydığı pozitif enerji ve hayat sevinciyle insanları etkilerdi.

Gizemli Mektup

Genç kadının ailesi eğitimi için onu yurt dışına gönderdi. Yıllar sonra eğitimin bitmiş ve Blanche Monnier’in eve dönmüş olması gerekiyordu. Ailesi eğitiminin bittiğini İskoçya’da kendine yeni bir hayat kurduğunu ve bir daha dönmeyeceğini söyledi. Aradan geçen yirmi beş yılın ardından isimsiz bir mektup ortaya çıktı. Mektupta yazanlar şöyledir:

“Sayın Başsavcı,

Sizi istinai derecede ciddi bir olaydan haberdar etmek istiyorum. Madam Monnier’in evinde kilitli kalmış; aç, susuz ve son 25 yıldır yaşayan bir kız var.”

Mektup ne savcıya ne de polislere inandırıcı gelmişti. Çünkü Monnier ailesi Paris’in en köklü ve güçlü ailelerinden biriydi. Ayrıca mektubu yazan kişi hakkında hâlâ bir bilgi yok. Tarihçiler evin çalışanlarından birinin yazdığını düşünüyor.

Polis Araması

Ekipler Monnier ailesinin evine gitti. Polisler izin isteyip kibarca eve girdi. Ve aile üyelerine evi aramaları gerektiğini söyledi. Polisler tüm evi dolaştı fakat evde şüphe uyandıracak herhangi bir bulguya rastlamadılar. Daha sonra merdivenlerin üst tarafında bir kapı olduğunu gördüler. Kapının üstünde bir kilit vardı. Aileye o odada ne bulunduğunu sorunca anne Monnier önemli bir şey olmadığını söyledi. Polisler o odayı da aramak istediğini söyledikten sonra Louise Monnier bunu şiddetle reddetti. Ufak bir sözlü atışmadan sonra polisler kapıyı kırarak içeri gidiler ve gördükleri manzara karşısında şok olmuşlardı. Havasız, pis ve bu dağınık odada pencere dahi yoktu. Odanın ortasında ise bir yatak var ve yatakta yatan kişi ise yirmi beş yıldır yurt dışında olduğu söylenen Blanche Monnier’di.

Blanche Monnier ‘in Mücadelesi

Blanche Monnier sadece yirmi beş kiloydu ve ölmek üzereydi. Gıda yetersizliği ve bunun yanında bazı nedenlerden hastaneye kaldırıldı. Seneler sonra güneş ışığı görmüş, temiz havayı içine çekmişti. Doktorlar ise senelerce ışıksız havasız bir yerde kalmış ve gıda yetersizliği çekmiş birinin yaşamasının mucize olduğunu söylediler.

Yetkililer ise rapora şöyle yazdı: “Bir deri bir kemik kalmış ölmek üzere olan bir kadın, dışkı ve yiyecek artıklarıyla kaplı çürümüş bir yatakta yatıyordu.”

Dava sürecinde anne Louise Monnier’i tutukladılar. Ancak tutuklandıktan on beş gün sonra hayatını kaybetti. Otopsi raporuna göre kalp rahatsızlığı yüzünden ölmüştü. Fakat halk, yüksek doz ilaç alıp intihar ettiğini iddia etmiştir.

Özgürlüğüne kavuşan Blanche Monnier, günlük pratikleri yapmakta sıkıntı yaşadı. Bununla birlikte Monier’e, panik atak ve şizofreni gibi teşhisler konmuştur. Fiziksel olarak kendini toparlasa bile psikolojik olarak tamamlamayı asla başaramadı.

Blanche Monnier Neden Tutsak Edildi

Blanche Monnier’ın senelerce küçük bir odaya kapatılma sebebi ise o yaşlarda bir avukata aşık olması. Anne Monnier bu aşkı kabullenmemişti çünkü kızını seven genç avukat fakirdi. Blanche Monnier odaya kapatıldıktan sonra annesi bir şartla onu çıkaracağını söyledi. Şartı ise genç kadının, avukatla olan ilişkisini bitirmesiydi. Blanche Monnier bunu kabul etmedi ve böylece bu durum senelerce süren bir işkenceye döndü. Blanche Monnier odada tutsak kaldığı dönemde avukat sevgilisi hayatını kaybetti. Fakat annesi tarafından tutsak kalmaya devam etti.

Blanche Monnier hayatı boyunca hep ürkek yaşamaya devam etti ve sonunda 1913 senesinde bir psikiyatri kliniğinde hayata gözlerini yumdu.

 

Bu yazı İnsanca Akademi editör ekibinden Melek Nur Yıldırım tarafından düzenlenmiştir.