Arabeskin Serüveni
Halk müziği türlerinden olan arabesk müzik Türkiye’ye has bir müzik türüdür. Terminolojide Araplara özgü, Arap veya şark usulü süsleme olarak dilimize aktarılmıştır. Arabesk kavramı, yapısı ve şekli bakımından birçok özellik barındırmaktadır. Genel olarak müzik hüzün, öfke, umutsuzluk, neşe ve mutluluk gibi birçok kavramı merkezinde taşır. Yoğun duygu entegrasyonlarının bütünü halindedir. Geçmişten bugüne tüm anıların karışımı olan, ortak duygu aktarımı sağlayan, müziğin serüveninin en az insanlığın oluşumu kadar eski olduğu ifade etmemiz mümkündür. Arabeskin serüveni ise özellikle 1940’lı yıllarda başlamış 1970’li yıllarda ivme kazanmış ve günümüze kadar modellenmiştir. Bu kronolojide tanımlanan arabeskin tarihsel süreçte dinamik kazanması ise ilginç bir şekilde olmuştur. Bu etki, dönemin sanatçılarının seslendirdiği parçaların insanlar üzerinde bıraktığı etki ile yakından ilişkilidir.
Arabeskin Kraliçesi
Peki, kimdir bu arabeskin kraliçesi?
Hepimizin dönemsel olarak çağlara ayırarak dinlediğimiz müzikler x ya da y sanatçıların dönemin güncel olaylarından beslenerek seslendirilmektedir. Ve içten içe insan ruhunun derinlerinde motiflenerek duygusal entegrasyonu sağlamaktadır. Sözün müziğe yansıtılarak harmanlandığı ve tüm kuşakları etki alanına çeken bu müzik türü büyükten küçüğe genç, çocuk, yaşlı demeden her kesime hitap etmektedir. Dönemin kadın sanatçıları tarafından duygu yüklü seslendirmeleri adeta bir senfoni havası yaratır. Aynı zamanda duygusal bütünlüğü geleneksel mizaca uygun bir şekilde ortaya çıkarır. Arabesk, tıpkı a noktasından b noktasına ilerleyen bir doğrusal denklemin insan anatomisi üzerine zihinsel bir kurgu motiflenmesi gibidir. Öyle ki sesin tonları müzikal ritim ile birleşir. Bu birleşim arabeskin küçük bir serüvene dönüşürek yayılmasını mümkün kılmaktadır. Böylelikle arabesk, duygusal hüznün yanı sıra kitlelerde, trajedinin ete kemiğe bürünmüş hali olarak algılanır. İşte bu x ve y kadın sanatçılarının duygusal yönü, arabeskin kraliçesi ismini alır. Böylece tüm kitlelerin gönüllerinde kolektif bir imaj çizer. Ve böylelikle gelecek nesillere değin unutulmadan yaşatılmaya devam eder.
Arabesk sever x ve y’ler kadar arabeski bir o kadar çok seven Kübralar’a da selamlar olsun…
Benzer içerikler için YouTube sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.
Bu yazı İnsanca Akademi editör ekibinden Simge Güney tarafından düzenlenmiştir.
Cevap bırak