EDEP VE AHLAK

Yeni bir yıla girmemize çok kısa bir zaman kaldı. Beni çok rahatsız eden bir konu üzerine yazmaya karar verdim. Her şeyden önce, insanı insan yapan değerlerin yok sayıldığı ya da değersizleştirildiği günümüz toplumunda ele alınması gereken ilk olgu bence “Edep”. Kelime anlamına baktığımızda toplumda oluşan töreye uygun davranış demektir. Birincisi, edebin hem toplumun yapısında hem de dinimizdeki anlam ve önemi oldukça fazladır. Toplumu oluşturan tüm bireylerin, her zaman belirlenen pek çok kuralla birlikte yaşaması gereklidir. Benzer şekilde, her birey birbirine bazı belirlenmiş kurallar çerçevesinde yaklaşmalıdır. Ve birbirlerine saygı ile de davranmayı öğrenmelidir. İşte bu noktada, edep ve adap uyulması gereken kurallar içerisindedir. Bir toplumda eğer edep ve adap eksikliği oluşmuşsa o toplum içinde bir gerileme yaşanması muhakkaktır.

TASAVVUFTA EDEP VE ADAP

Her şeyden önce, edep ile her şeyi gereğince ve yerinde yapmaktır. Ve kalpleri gaflet ve kötülüklerden temizlemektir. Sonrasında nefsin terbiye edilmesidir. Ruhun ilahi huzura yükselecek hâle gelmesi edep kavramının en önemli basamaklarıdır. Başka bir deyişle, tasavvufi kavramların en önemlilerinden biri olarak edep, sözler ve davranışlarda da güzel muamelede bulunmak anlamına gelir. Ve topluma yansıması çok gereklidir. Ahlak, saygı, terbiye kuralları ve nezaket gibi oldukça geniş bir anlam zenginliğine sahip olan bu kelime, insanların söz ve davranışlarındaki incelik ve güzelliğe de işaret etmektedir. Fakat günümüzde pek çok önemli kavram gibi edep ve ahlak kavramlarının da içi boşaltılmıştır.

GÜNÜMÜZDE GELİNEN NOKTA DA TOPLUMDA Kİ YIKIM VE EDEP VE AHLAK KAVRAMLARININ ÇÖKMESİ ÜZERİNE

Bugün, toplumda yaşanılan ahlaki yıkımın en önemli sebebi; toplumu oluşturan bireylerin üzerinde ortak bir şekilde anlaşılabilecek bir ahlak anlayışının olmamasıdır. En önemlisi, şu günlerde iyi ile kötü, doğru ile yanlış, güzel ile çirkin arasındaki net ayrımı görebilecek zihin seviyesine hâlâ ulaşılamamış.

Türkiye’de eğitim, terbiye ve kültür istenilen seviyede değil. Bu yüzden insan da inşa edememişiz, toplum da olamamışız. Örneğin; “el ile gelen düğün bayram” ya da “bana dokunmayan yılan bin yaşasın” diyen sorumsuz, vicdansız, dikkatsiz, bilinçsiz ve umursamaz hoyrat bir kitleye dönüşmüşüz. Oysa insanı diğer canlılardan ayıran en önemli nitelikler kültür.  Özetle, toplumsal birlik ve beraberliği sağlayabilmeliyiz. Bir an önce ahlaki çöküntüyü ele alıp toparlanmak için de el ele vermeliyiz.

 

 

Bu yazı İnsanca Akademi editörlerinden Ayşenur ALTUN tarafından düzenlenmiştir.