BİR ÖN YARGI PROBLEMİ: TEMEL YÜKLEME HATASI

BİR ÖN YARGI PROBLEMİ: TEMEL YÜKLEME HATASI

İlk defa gördüğümüz bir garsonu, servis yaparken gülümsemediği için soğuk; ya da işe geç kaldığını duyduğumuz bir çalışanı, sorumsuz olarak algılamamızın sebebini düşündünüz mü hiç? Bu durum, Lee Ross tarafından temel yükleme hatası olarak adlandırıldı ve sosyal psikolojinin kavramsal temellerinden biri olduğu iddia edildi.

1967 yılında, Edward E. Jones ve Keith Davis, insanların başkalarına yaptığı atıflar üzerine bir araştırma yaptı. Öncelikle bu araştırma için yapılan deneyde, katılımcılar 2 gruptu. Daha sonra ilk gruba Fidel Castro lehine yazılar veriliyor. İkinci gruba ise Fidel Castro aleyhine yazılar veriliyor. Katılımcılar yazıları okuduktan sonra, yazıların yazarlarıyla ilgili düşünceleri öğrenildi. Castro lehine yazıları okuyan ilk grup, yazarın Castro yanlısı olduğunu belirtti. Castro aleyhine yazılar okuyan ikinci grup ise, yazarın Castro karşıtı olduğunu belirtti. Deneyin sonunda katılımcılara, bu yazıların konularının yazarlara yazı/tura ile rastgele dağıtıldığı bilgisi verildi. Ve yazarlarla ilgili düşünceleri tekrar soruldu. Jones ve Davis, verilen bu bilgiden sonra yapılan atıfın değişeceğine dair bir hipoteze sahipti. Fakat katılımcıların, yazarlarla ilgili düşüncelerini aynı kaldı. Sonuç olarak katılımcılar, lehine yazılar yazan yazarları “Castro yanlısı” ve aleyhine yazılar yazan yazarları “Castro karşıtı” olarak nitelendirmeye devam etti.

Bu çalışmadan yola çıkarak Lee Ross, 1977 yılında “Temel Yükleme Hatası” terimini psikoloji literatürüne kazandırdı.

Temel Yükleme Hatası Nedir?

Temel yükleme hatası, insanların içinde bulundukları durumu göz ardı ederken başkalarında gözlemlenen davranışlara, kişiliğe dayalı nedenler bulmaya ve açıklamalar yapmaya daha fazla eğilimli olma durumudur. Dolayısıyla bizler, başkalarının içsel bir motivasyon ile hareket ettiğine inanırız. Bunun sonucu olarak, başkalarını, kendi davranışlarının sorumlusu olarak algılamaya eğilimliyiz ve başkalarının maruz kaldıkları dış etkiler hakkındaki bilgisizliğimiz, bu eğilimimizi daha da arttırır.

Başka bir deyişle temel atıf hatası; insanların, bir kişinin eylemlerini etkileyen sosyal ve çevresel etkilerden ziyade, o kişinin ne tür bir kişiliğe sahip olduğuna bağlı nedenleri varsaymak için bilişsel bir ön yargıya sahip olmasıdır. Örneğin, bize servis yapan ve ilk defa gördüğümüz garson güler yüzlü olmadığı için, onu soğuk bir insan olarak algılamaya eğilimliyiz. Fakat bu garsonun kötü bir haber almış ve bu yüzden de moralinin bozuk olabileceğini düşünmeyiz. Başka bir örnek olarak ise, işe geç kalan çalışanın trafikte problem yaşamış olabileceği ihtimalini göz ardı ederek, onu sorumsuz bir çalışan olarak algılarız. Bu bireylere yaptığımız soğuk ve sorumsuz gibi atıflar, “içsel atıf” olur. İçsel atıflarda, davranışı kişinin kişiliği ile ilişkilendirme ve kendisinden kaynaklandığını iddia etme durumu vardır. Bununla birlikte kişinin içinde bulunduğu koşulları ve onu etkileyen faktörleri göz önüne alarak yapılan atıflara ise “dışsal atıf” denir.

Ait olduğumuz kültürün, yapılan atıf türü üzerinde etkileri vardır. Bu yüzden, temel atıf hatası kültürden kültüre değişiklikler gösterir. Joan G. Miller’ın 1984’te yaptığı araştırmada, Amerikalıların genel eğilimlere daha fazla atıfta bulundukları ve bulunulan koşullara daha az atıfta bulundukları, yani içsel atıf yaptıkları gösterilmiştir. Buna karşın, Hintlilerin, kişinin içinde bulunduğu koşul ve onu etkileyen faktörleri daha fazla göz önüne aldığı ve dışsal atıf yaptığı sonucuna ulaşılmıştır. Yani Amerika gibi bireyci kültürden gelen kişiler, atıf yaparken ön yargılı davranmaya daha yatkınken Hindistan gibi kolektivist kültürden gelen kişilerde ön yargıya daha az rastlanır.

 

Kaynaklar

David, J. (2017, 23 Ocak), Yaşanılan coğrafya düşünce tarzını nasıl etkiliyor?, BBC Future

Jones, E. E., & Harris, V. A. (1967). The attribution of attitudes. Journal of experimental social psychology, 3(1), 1-24

Miller, J. G. (1984). Culture and the development of everyday social explanation. Journal of Personality and Social Psychology, 46(5), 961–978.

Ross, L. (1977). The Intuitive Psychologist And His Shortcomings: Distortions in the Attribution Process. In Advances in Experimental Social Psychology, 10, 173-220