Acı Sanatı
Öncelikle bu hayatta gerçekten kutsal olan bir acı var mıdır? Gerçeğe ulaşırken insanın çektiği acı o gerçeği kutsal bir hale getirmek için midir? Kutsal kelimesi çokça kullandığımız belki de anlamsız bir hale getirdiğimiz kelime olmaya başlamıştır. Ayrıca gerçekten kutsal olan tek acı, insanı var eden ve varlığını her an devam ettirmesini sağlayan, yaşamaktır. Dolayısıyla en acı veren, insanın içinden kaçıp kurtulmak istediği halde sonsuz bir korku sebebiyle ölümden kaçıp tutunduğu. Yaşamak, insan için hep zor olandır. Belki de bu sebeptendir ki tüm filozofların üzerinde en çok düşündüğü konulardan olmuştur intihar.
“intihar”
Nihilist bir şekilde bağlanabilir insan dünyaya ölümden kaçmak istercesine. Ölümden bu denli uzak durmasının sebebi bilinmezliği değil gerçekliğidir. Ölümden korkar yaşayan her insan, yaşamanın verdiği sonsuz acıya rağmen. İnsan yaşamak ile var olduğunu sandığından, öylesine korkar ki ölümle ulaştığını sandığı yok oluştan kendini var etme sanatını yaratır. Kimisi satırlara hükmederek yapar bunu. Kimisi öldürerek bir insanı. Çünkü asıl korku ne ölüm ne de yaşamanın verdiği acıdır. Yaşarken var olamayan insanın gücü sonsuzdur.
Gözlerini açtı insan, öğrendiği ilk şey sevgi oldu. Sorulan ilk soru “Beni seviyor musun?” oldu. Doğduğu andan itibaren insanın aklına gelen var olma sanatı, sevmek oldu. Aileyi sevmek, var etti insanı. Büyüdükçe fark etmeye başlıyor, aileden uzaklaştıkça karşılığı gelmeyen o sevginin -sevme eyleminin- kendini var edemediğini. O an da varlık sancısı çekmeye başlıyor insan. Yani eğer sevilmiyorsan nasıl var olabilirsin? Gerçekten seni var eden şey nedir? Bu sorunun cevabı, acıdır.
“acı”
Yaşamanın verdiği bu sonsuz acı, gerçekten bizi var olduğumuz inancına sürüklüyor. Bu hayatımızın geri kalanında biz ölüme sürüklenirken güneşin doğduğu ve battığı bu kısır döngülerde. Dolayısıyla çektiğimiz bu sonsuz acının, bizi yaşatma ve ölüme giden yolda ayakta tutmanın tek gerçeği olduğu söylenebiliyor. İnsanı gerçekten diri tutan, yaşatan ve nefes aldıran şey, bu acıdır. İnsan ölümden korkmaz. Bununla birlikte korktuğu şey aslında bir daha var olamamaktır. Çünkü mutlak ölümlü olan insanın gerçek arzusu, sonsuzluk ve sonsuz bir yaşamdır. Ayrıca, inanç sistemlerinin hepsi aynı şeyi de söylese her ne kadar buna inansa da sonsuz insanın düşündüğü ve bildiği tek şey ölümün koyu karanlığından kaçmak için var olabilmek için acı çekmek gerekir.
Cevap bırak