İnsanoğlu için sosyalleşme ve iletişim, yemek ve su gibi can damarıdır. İzole yaşam, yalnızlık insanoğlunun bilişsel ve duygusal boyutları için son derece tehdit edicidir. Dolayısıyla kişilerarası yakın ilişkiler, insanı insan yapan etmenlerden biridir. Bu noktada aşırıya kaçan yakın ilişkiler de olmuyor değil tabi ki. Devamlı etkileşimde olmak isteyen. Karşısındaki kişinin gerçeklik algısıyla top gibi oynayan. Mesaj atan. Çat kapı gelen. Yani etkileşim çemberini sıkı ve diri tutmak isteyen kişi veya kişiler çevremizde vardır. Bu durumu deneyimleyen insanların hayatlarına şahit olmuşuzdur bir şekildedir. Öyle ki, bu etkileşim çemberinden bunalan ve çıkmak isteyen insanların çabaları tıpkı çarkta koşan fareler gibidir. Koştukça koşarlar ancak hiçliğe doğru koşarlar adeta. Peki, psikoloji literatüründe buna ne denmektedir gelin beraber inceleyelim.
Gaslighting Etkisi’nin Kökleri
George Cukor’un 1944 yılı yapımı “Gaslight” filminde Greogry, karısı Paula’nın delirdiğine ikna olması için gaz lambasını her gün biraz biraz kısmaktadır. Paula, ışığın az olduğunu diretse de Greogry, onun delirdiğini ve öyle bir şeyin olmadığını söyler. Aslında Paula’nın özbenliğini, gerçeklik algısını ve gündelik hayata katılımındaki işlevselliğini küçümsemektedir. Literatürde, salt bir kavram olarak yer almaz. Daha çok kişilerarası etkileşimden doğan, cinsiyetlendirilen ve son derece istismar edici yakın ilişkilerde yer alan, Psikolojik manipülasyon olarak da değerlendirilebilir.
Kaçışın Yok ! Çemberdesin !
İnsanın algısını adeta hipnoz eden bu kişilerde genel olarak Narsistik kişilik bozukluğuna sahip bireyler ve Sosyopatlar eşlik etmektedir. Bağlam veya ilişki türleri ayırt etmeksizin daha çok romantik ilişkiler de yaygınlığı daha fazla olabilmektedir. Gaslight etkisinin mantığında kişinin gerçeklik algısını bir kez daha sorgulatmak. Kişinin kendisini suçlu hissetmesine sebep olmak gibi amaçlar barındırır. Kadınlar, erkeklere göre daha çok hedeftir, erkekler bu noktada biraz daha istismar eden taraftır.
Yale Duygusal Zeka Merkezi’nin başkan yardımcısı ve “Gaslight Etkisi” yazarı olan Doktor Robin Stern’e göre kişi manipüle edildiğinde algısını kendisine yöneltmekte. Suçlanacak kişi olarak da okları kendisine çevirmeye başladığından bahsetmektedir. Nitekim, Gaslight istismarcıları “Delirdin herhalde!, Hayır, öyle bir şey olmadı! Sanırım doğru hatırlamıyorsun! Aklını kaçırmaya başladın iyice!” gibi manipülatif cümleleri çok sık kullanmaktadırlar. İstismarcı, haksız bile olsa asla geri adım atmaz. Ve karşısındakine “haklı olduğu” hissiyatını hiçbir şekilde tattırmaz. Yalan, en iyi silahlarıdır. Çünkü hedef oyunda kalmak zorunda. Ve bir kez haklı olduğunu bilen hedef, istismarcının maçı kaybetmesine sebep olur. Dolayısıyla hedefin savunma yapmasına izin vermez onu dinlemeyi reddeder.
Gaslight Türleri
Stern’nin 2007 yılında yaptığı bir çalışmaya göre Gaslight üç ayrı türe sahiptir. Bunlardan ilki “Büyüleyicidir (Glamour)”. Burada hedef kişi, istismarcı tarafından dünyanın en özel insanı gibi hisseder. İltifatlar, yapılan kurlar, kibar davranışlar kontrol mekanizmasının yerleşmesi için ufak adımlardan birkaçıdır. Hedef, bunu normal bir şekilde karşılar ilk başta ve gardını tam olarak burada düşürür. Örneğin; “Bugün çok güzel görünüyorsun. Yaptığın işte her zaman çok başarılı olduğunu düşünüyorum. Seni o kadar çok seviyorum ki kelimelerle bile ifade edemiyorum” tarzı cümleler hedeflerin öz-benliklerinde, öz-saygılarında yavaşça ilmek ilmek işlenilmeye başlar.
Literatürde, “The Good-Guy” olarak bilinen ancak Türkçesi “İyi Adam” şeklinde çevrilen bu kavramda ise istismarcı kendi benlik arzularını doyurabilmek için hedefi kullanır. Dışarıdan bakıldığında Gaslight mağduru kişinin iyiliğini düşünse de aslında altta yatan mekanizma daha çok narsistik ihtiyaçları doyurmaya yöneliktir. Sonuncu terim ise “Sindirici (Intimidator)” olarak adlandırılan fenomen türünde artık istismarcı, hedefine karşı son derece agresif, saldırgan tavırlar takınarak hedefinin yalnızlık, çaresizlik duygularını deneyimlemesine sebep olur. Bu duyguları yaşatırken de yıkıcı eleştiri, onaylamama, laf sokma veya bireyin aklıyla, algısıyla küçümseyici yollara başvurur.
Ek olarak, kullandıkları bir diğer manipülatif yöntem ise “Sıcak-Soğuk Davranışıdır (Warm-Cold behavior)”. İstismarcı, hedefinin kafasını bulandırmak için onunla ilgisini, irtibatını kopartmaz. Olumlu yüklemelerde çok sık bulunur ancak belirli zaman geçtikten sonra bu ilgiyi hemen kopartır ve çok soğuk bir tutum takınır çünkü manipüle etme zamanı gelmiştir artık. Bunu yaparken de, hedefinin otantik düşüncelerini sahiplenir, öz-değerlerini, haklarını çalar hatta hedefini çok fazla yetersiz olarak nitelendirir.
Sonuç olarak, Gaslight Etkisi; sosyal, politika, din, eğitim gibi alanlarda oldukça yaygın ve ikili ilişkiler arasında kendini sıkça gösteren bir fenomendir. Bu etkiye maruz kalan bireylerin öz-benliği, öz-güveni ancak en çok da zihni ciddi şekilde sarsılmaktadır. Nitekim, kendisinden bir kez şüphe etmeye başlayan biri için gerçeklik bağlarını yeniden sağlamlaştırmak çok uzun ve meşakkatli bir süreçtir. Bu noktada güçlü bir psikolojik destek ve buna eşlik eden sağlam aile, arkadaş kaynakları son derece yararlı olabilmektedir. Böylelikle, bireyi birey yapan temel taşlar daha sağlam biçimde zamanla yerine oturmuş olacaktır.
KAYNAKÇA
[1] Petric, D. (2018). Gaslighting and The Knot Theory of Mind.
[2] Miano, D., Bellomare, M., Genova, G.V. (2021). Personality Correlates of Gaslighting Behaviors in Young Adults. Journal of Sexual Agression.
[3] Leve, A. (2017). How To Survive Gaslighting: when Manipulation Erases Your Reality.
[4] Sweet, L.P. (2019). The Sociology of Gaslighting. American Sociological Revie. 84(5), 851-875.
[5] Koçak, E.A. (2021, Nisan 20). Gasligting: Toplumda Giderek Belirginleşen Bir Psikolojik ve Duygusal İstismar Türü. https://evrimagaci.org/gaslighting-toplumda-giderek-belirginlesen-bir-psikolojik-ve-duygusal-istismar-turu-9289
Cevap bırak