KENDİNİ GERÇEKLEŞTİREN KEHANET
Kendinizle ya da çevrenizle ilgili tahminleriniz tutuyor mu? Mesela terk edileceğinizi düşündüğünüzde terk edildiğiniz ve ben hissetmiştim diye düşündüğünüz oldu mu? Bunun sebebi sizce altıncı hissinizin kuvvetli olması mı? Yoksa başka bir şeyler mi? Literatüre göre beklentilerimiz farkında olsak da olmasak da duygu, düşünce ve davranışlarımız üzerinde oldukça etkilidir. Çoğu zaman da beklediğimiz sonuçların gerçekleşmesine sebep olur. Psikolojide bu duruma “kendini gerçekleştiren kehanet” ya da “pygmalion etkisi” denir.
Yunan Mitolojisinde Pygmalion
Mitolojide Pygmalion bir heykeltıraştır, aynı zamanda Karpasia’nın kurucusu olan kraldır. Kendi yaptığı heykellerle sarayını donatır ve bir gün etrafındaki kadınların hiçbirini beğenmediğinden kendine bembeyaz bir mermerden hayalindeki kadının heykelini yapmaya karar verir. Uzun çalışmaları sonucunda bitirdiği bu heykele aşık olur. Her geçen gün aşkı büyür ve içine sığmaz duruma gelir, ona acı vermeye başlar. Aşk tanrıçası Afrodit ise Pygmalion’un çaresizliği karşısında ona yardım etmeye karar verir ve bir gün Pygmalion kendi heykeline dokunduğunda sert ve soğuk olmadığını fark eder. Yüzüne renk, bedenine can gelen bu heykel üstelik ona sevgi ile bakmaktadır. Bu duruma çok sevinen Pygmalion, bu güzel kadına Galatea ismini verir.
Psikolojide Pygmalion Etkisi
Kral Pygmaliondan esinlenerek psikoloji literatüründe yer eden bu kavrama daha detaylı bakacak olursak bir konuda beklentiye sahip olmamız, bu konudaki duygularımızı, tutumlarımızı ve davranış şeklimizi etkilemektedir. Hatta bunun başkaları- beklentilerimiz- başkalarının davranışları ve başkalarının beklentilerinden oluşan bir döngü olduğunu söylemek mümkündür.
Bu kavram ilk olarak Robert Merton tarafından kullanılmıştır. Örneğin bir arkadaş ortamına girdiğimizde o ortamdaki insanların soğuk ve sinsi olduğuna inandığımızda, biz de bu durumu tehdit gibi algılayabilir ya da o ortama ait olmadığımızı hissedebiliriz. Bunun sonucunda henüz o insanlarla yeni tanışmış olsak da soğuk ve mesafeli davranışlar gösterebiliriz. Sonuç olarak o insanlar da bizim soğuk olmamız karşısında iyi hissetmeyebilir ve gerçekten soğuk davranabilirler. Bu durumda soğuk olan yeni tanışılan insanlar mıdır? Yoksa bizim davranışlarımız mı o insanları buna teşvik etmiştir? İşte burada tam bir kendini gerçekleştiren kehanet durumu söz konusudur.
Sadece Olumsuz Durumlarda Kehanetler Gerçekleşir?
Peki bu durum sadece olumsuz şekillerde mi karşımıza çıkar? Tabi ki, hayır. Rosenthal isimli bir bilim insanı tarafından 1968 yılında bir araştırma yapılmıştır. 18 öğretmenin ve 650 öğrencinin yer aldığı bu araştırma, deney ve kontrol grubu olmak üzere iki gruptan meydana gelmektedir. Öğrenciler gruplara eşit olarak dağıtılmıştır. Bu gruplardan birisi “zeki grup” olarak adlandırılmış ve öğrenciler aslında öyle olmadıkları halde, ileri zeka düzeyinde oldukları ve yüksek bir gelişim potansiyeli gösterdikleri söylenmiştir. Bir yıl boyunca her iki gruba eşit saatlerde ders verilmesine rağmen “ileri zekalı” olarak adlandırılan grubun daha fazla gelişim gösterdiği tespit edilmiştir. Ayrıca bu öğrencilerin başarı düzeyleri ile birlikte zeka puanlarında da bir artış olduğu gözlemlenmiştir.
Rosenthal’a göre, öğretmenlerin öğrencilerden performans beklentisi sözel ve sözel olmayan yollarla iletilmiştir. Bu öğretmenler ve öğrenciler arasındaki ilişki diğerlerine göre de daha farklıdır. Böylelikle öğretmenlerin de öğrencilerin de olumlu bir beklenti yaşaması hem benlik kavramlarını hem motivasyonlarını hem de kavrama becerilerini anlamlı düzeyde etkilemiştir. Beklenti karşılığını bulmuş ve kendini gerçekleştiren kehanet gerçekleşmiştir.
Kültürümüzde “aklıma gelen başıma geldi” olarak sıklıkla duyduğumuz ya da kendimize “ben demiştim” dediğimiz durumları yansıtan bu durum aslında hayatımızı oldukça etkilemektedir. Burada da vurgulamak istediğim iki nokta var. Bunlardan birincisi bireysel inançlarımızın davranışlarımızı etkilemesi yolu ile ortaya çıkan “kendini gerçekleştiren kehanet” durumunun bilimsel olarak da varlığı. İkincisi ise bu durumun her zaman olumsuz konularda yaşanmadığı. Böyle düşünecek olursak hayatımızın geri kalanında olumlu düşünerek, iyi olma olasılığımızı artırmaya ne dersiniz?
Rumeysa Çetinkaya
Kaynakça
Gürel, E., & Muter, C. (2007). Psikomitolojik terimler: Psikoloji literatüründe mitolojinin kullanılması. Sosyal Bilimler Dergisi, 1, 560-591.
Mercan, N. (2018). Kendini gerçekleştiren kehanet teorisi bağlamında kadınlarla ilgili kalıp yargılara yönelik bir araştırma.
Cevap bırak