KOKU VE HAFIZA
Duyular; hayatı algılayış biçimimizle doğrudan alakalıdır. Koku duyumuz, diğer tüm duyulardan daha yüksek etkiye sahip olmasına rağmen çoğu zaman farkında olmayız. Kokusu olan ortamları da kokusuz ortamlara tercih ettiğimiz görülmüştür. Burada kişisel deneyimlerimizle oluşturduğumuz beğenme ya da beğenmeme devreye giriyor. Beğendiğimiz, huzur veren kokulara yaklaşmak, yakın olmak isterken; tehlikeli bulduğumuz, rahatsız olduğumuz kokulardan uzaklaşmak isteriz. Aynı zamanda kokular bizim güvenliğimizi sağlamaktadır. Bozulmuş bir yiyeceği, kimyasal kokan bir odayı kokusundan ayırt eder ve bundan rahatsız olup uzaklaşma eğilimi gösteririz. Yapılan bir araştırmada 2-3 günlük bebeklere annelerinin üzerindeki kıyafetin bir parçası ve normal bir bez parçası koklatılıyor. Bebekler belirgin bir şekilde annelerine ait olan kıyafetin parçasına daha yakın durma eğilimi göstermişlerdir. Bunun da bebeklerin güvenlik ihtiyacından karşılandığını düşünmekteyiz. Ekmek kokusu, çiçek kokuları, sevdiğimiz birinin kokusu, temizlik kokusu, hastane kokusu, çimen kokusu, odun kokusu…
Örneğin ekmek kokusu bize ailecek yapılan pazar kahvaltısını çağrıştırabilir. Sokakta duyumsadığımız bir koku, bize eski bir arkadaşımızı çağrıştırabilir. Pek çok zaman bu düşüncelerimizi fark etmeyiz bile. Sadece çağrıştırdığı anıları anımsarız ve duygularımız ortaya çıkar. Yapılan bir başka araştırma gösteriyor ki; koku duygusunu kaybeden kişilerin Alzeimer ve demans gibi beyin hastalıkları riski daha yüksektir. Aynı zamanda Alzeimer ve demans hastalıklarına yakalananlarda sıklıkla koku kaybına rastlanmıştır. Bu sebeple bu hastalıkların erken teşhisinde koku testi sıklıkla kullanılmaktadır.
Koku ve Hafıza Arasındaki Bağ
Koku ve hafıza merkezleri arasında amigdala adında üçüncü ve çok güçlü bir merkez var. Amigdala, beynin duyu merkezidir. Hafıza merkezinin üstünde yer alır ve böylece koku merkezinden gelen bilgiler duyu merkezini geçerek hafıza merkezine ulaşır. Bu da kuvvetli anılar oluşturulmasına neden olur. Koku duygusunun neredeyse tamamıyla birlikte ve hafızasını da kaybetmiş bir kişiyle yapılan araştırmalar şunu gösteriyor; kişinin aldığı kokusu çok kısıtlı olsa da anılarını hatırlamasına yardımcı olduğu aşikâr.
Yani eğer geçici veya kalıcı hafıza kaybı yaşarsak hatırlamak için kokuları kullanmak mantıklı olacaktır. Kokular, bize anılarla birlikte o anıyı çağrıştıran duyguyu da çok net hissettirecektir. Kokular elbette özneldir. Kişilerin çoğunluğu için olumlu izlenime sebep olan kokular bizde olumsuz izlenimlere sebep olabilir. Aynı şekilde tam tersi durum da söz konusu olabilir. Örneğin yağmurdan sonraki toprak kokusu, insanların bazılarına mutluluk veren, hoşa giden, baharı çağrıştırabilen bir kokuyken bazı insanlara ölümü hatırlatması, huzursuz etmesi olasıdır.
Aldığımız kokuları bir bütün olarak duyumsarız. Ancak tam olarak kokular bir bütün değildir. Örneğin hastaneye gittiğimiz zaman duyumsadığımız kokuyu, ‘hastane kokusu’ olarak tanımlarız. Oysa bu kokunun içinde ilaç kokusu, dezenfektan kokusu, hasta insanların yaydığı koku bulunur.
Diğer psikoloji yazılarımız; www.insancaakademi.com/category/psikoloji/
Benzer içerikler için İnstagram sayfamızı ziyaret etmeyi unutmayın!
Cevap bırak