Erkekler Ağlamaz !

“Erkekler Ağlamaz(!)”

Kız çocukları insan gibi, erkek çocukları ise robot gibi mi yetiştiriliyor?

Toplumun diline pelesenk olmuş cinsiyetçi klişe söylemlerin arasında yer alan en çok duyduğumuz bir cümle; “erkekler ağlamaz(!)”. Bu cümle üzerine filmler çekildi, şarkılar bestelendi, kitaplar yazıldı. Bu kadar alt derin mesajlar içeren bir cümle nasıl bizim dilimize yerleşti ve bilinçaltımızı ele geçirdi?

Pedagojik Yönden Etkisinin İncelenmesi

Daha küçücük, masum, hayata dair birçok şeyi bilmeyen oğlan çocuğuna tam da ağlayacakken farkında olmadan bu cümleyle sindirdiğimizi ve baskı kurduğumuzu düşündükçe içim acıyor. Oğlan çocuğu fıtratı gereği, hareketli ve güçlü bir yapıya sahiptir. Bu içindeki potansiyelini ortaya çıkarabilecek, kendini keşfedebilecek ortamlar sağlanabilir. Kamp ateşi yakma, ağaçlara tırmanma, sporun herhangi bir dalı ile uğraşması gibi konularda teşvik edilebilir. Güçlü ve irade sahibi olmayı, haksızlıkların karşısında durmayı, duygularını kontrol etmeyi, ailesine bakmayı elbette öğretmeliyiz. Bu noktada özgüveni yerinde bireyler yetiştirmek için çabalanmalı ki hayallerinin peşinden gidebilsinler, verdikleri kararlarının arkasında rahatlıkla durabilsinler. Ancak toplum, erkek çocuklarına sert olmaları, ağlamamaları, kırılgan tavırlar sergilememeleri gerektiğini öğretiyor. Araştırmalara göre; kız anneleri, erkek annelerine oranla çocuklarıyla konuşurken daha fazla duygu içeren kelimeler kullanıyor.

Bu sebeple kızlarımız daha üst bir duygusal zekaya sahip oluyorlar. Çocuklara, duygularını ifade etmede rahat davranmalarını sağlayın. Onlara cinsiyet ayırt etmeksizin herkesin duyguları olduğunu ve hislerimizin çoğu zaman ortak olduğunu vurgulayın. Lütfen örseleyici ve zedeleyici dil kullanmaktan kaçının. Sevgi dolu ve destekleyici bir çevre yaratmak bizim insani görevimiz. Bazı insanlar duygularını ağlayarak dışa vururlar kimi zaman ağlamanın rahatlama ve ihtiyaç olduğunun öğretilmesi gerekir. Oğlan çocuğu, duygularını belli etmemesi, ağlamaması, acı çekmemesi ve her zaman güçlü, mantıklı, başarılı olması telkinleriyle büyürse yetişkin bir birey olduğunda bu telkinlerin altında ezilir ve sürekli kendini kanıtlaması gerekiyormuş gibi hissedebilir. Üzülmek, korkmak, ağlamak, sevmek gibi duyguların insan doğasına uygun olduğunu anlatmak gerekir.

Toplumun Öğrettiği Erkek Modeli

Geleceğin “erkeği” olarak konumlandırılan çocukların kamusal alanda “güçsüz”, “kadınsı özellikler” sergilediği ve “yeterince erkek olamadığı” gibi söylemlerle rencide edildiği durumlarda “erkek olmak” adına duygularını, isteklerini, benliğini bir kenara bırakarak hem kendine hem de çevresindekilere karşı yıkıcı olabilmektedir. Toplum erkeğin duygularını hiçe sayarak, dillendirmenin ve paylaşmanın erkekliğinden ödün vereceğini düşünmesi ile erkek suskunlaşır ve yalnızlaşır. Çünkü sıkıntılarını yalnız çözmesi gerektiğine inandırılmıştır. Yardım ve destek görmeyi acizlik olarak atfederler ve bir süre sonra kendi iç muhasebesinde ‘artık kimse beni anlamıyor, sevmiyor’ düşüncesine kapılır maalesef…

 

Erkeğe Yapılan Manipülasyonlar

Günümüzde daha çok kadına şiddeti duyuyoruz. Ancak erkeğe de yapılan manipülasyonları göz ardı edemeyiz. Erkekler, daha güçlü, daha başarılı, daha cesur olma telkinleriyle psikolojik şiddete maruz kalmakta hem de şiddet uygulamaktadır. Şiddet döngüsüne bunu yaparsam bana gülerler, böyle davranırsam beni gruba dahil etmezler, ‘hanım evladı mısın sen?’ ‘Erkekliğime laf ettirmem’ örnekleriyle korku ve kaygılarını bastırma yolu olarak şiddete yönetilmektedir. Bir kısım topluluk da var ki erkeğe sırf ’para’ gözüyle bakar, ’hesabı erkek öder’, ‘maaşın ne kadar’ soruları erkeklik inşasının çocukluktan itibaren başlayan ezici ve yıpratıcı bir sürecidir. Erkekler, duygularını ifade edebilmeli, her zaman güçlü olma idealinin mantıksızlığını gür bir biçimde haykırabilmeli, incinmekten ve incitmekten uzaklaşmalıdır. Oldukça insani bir şeyi bilmesi, dillendirmesi ve hayata geçirmesi bile değişimi başlatacak. Bizde bu cümleye karşılık diyoruz ki; ‘ erkekler (de) ağlar ! ‘

 

 

Çeli̇k, G . “erkekler de ağlar!”: toplumsal cinsiyet rolleri bağlamında erkeklik inşası ve şiddet döngüsü”. Fe dergi 8 (2016 ): 1-12

 

Diğer psikoloji yazılarımız; www.insancaakademi.com/category/psikoloji/

 

Benzer içerikler için İnstagram sayfamızı ziyaret etmeyi unutmayın!